SERVET YILDIRIM – Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olan İş Bankası, İzmir Birinci İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu. Kuruluş talimatını bizzat Atatürk verdi. “Askeri zaferler, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olmaz” diyen Atatürk, sadece kuruluş talimatı vermekle kalmadı, 1 milyon lira olan nominal sermayenin fiilen ödenen 250 bin TL’lik bölümünü de bizzat karşıladı.
Amaç yeni kurulan Türkiye’de, bankacılık işlemlerini gerçekleştirecek, sınai gelişmeyi başlatacak, ulusal tasarrufları harekete geçirecek, ekonomide atılacak adımları finanse edecek ve artan kredi ihtiyaçlarını karşılayacak bir kurum oluşturmaktı.
İş Bankası dönemin bu zor ekonomik koşulları altında ve bankacılık işlemlerinin yabancıların elinde olduğu bir dönemde çalışmalarına başladı. Cumhuriyetin çocuğu olarak milli bankacılık sisteminin oluşturulmasının kritik adımını attı. Öncü rol oynadı, birçok ilke imza attı. Yurtdışında şube açan ilk Türk bankasıydı. İlk kumbara uygulamasını başlattı, günlük harcamalarda çek uygulamasının öncülüğünü yaptı, hayatımıza bankamatikleri getirdi. İnternet şubesini kurdu. Tasarruf alışkanlığının güçlenmesinde rol oynadı. Hem bankacılık alanında hem de Cumhuriyet dönemine damgasını vuran güçlü iştirak portföyü ile İş Bankası Türkiye ekonominin kalkınma serüveninde çok önemli bir oyuncu oldu.
Önemli bir okul
Uzun yıllardır bankacılık sisteminin içinde olan bir arkadaşım, “İş Bankası deyince aklıma hep Türkiye geliyor. Hangi konu olursa olsun önce hep Türkiye diyor İş bankası. Türk bankacılık sisteminin dev ama ağırbaşlı ve sakin bankasıdır o” demişti. Sevdim bu tanımı, benim de bir zamanlar mensubu olduğum Türkiye İş Bankası’nı gerçekten de çok güzel özetliyordu.
Üniversiteden mezun olduktan çalışma hayatına başladığım müessese olan İş Bankası aynı zamanda önemli bir okuldur. Orada geçirdiğim üç yılda çok şey öğrendim, kurumsallığın ne demek olduğunu anladım. Yoğun meslek içi eğitimin ne kadar gerekli olduğunu, çalışanına sahip çıkmanın ne anlama geldiğini gördüm. Çok iyi yöneticilerle çalıştım. Görevli olarak birçok şehre gittim, Anadolu’nun birçok yerinde faaliyet gösteren İş Bankası şubelerinin sadece birer banka şubesi olmanın ötesinde fonksiyonlar icra ettiklerine tanık oldum.
Türkiye İş Bankası dün 100 yaşına bastı. Bir açıdan bakaranız koskoca 100 yıllık olgun bir banka var karşımızda. Diğer açıdan bakarsanız daha bir asrı yeni doldurmuş genç bir banka duruyor. Türkiye’de halen iki tane asırlık bankamız var. Umarım diğer bankalarımızın da ömrü İş Bankası ve Ziraat Bankası gibi uzun olur, yüz yılları bulur.