Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, “Halkın gerçek sıkıntılarına ve gündemine sırt çeviren, halkın taleplerine karşı kulaklarını kapatan sayın Erdoğan, o denli bir metal yorgunluğu yaşıyor olacak ki yıllar evvelki tartışmaları tekrar gündeme getirerek kaybettiği takviyesi yine kazanmaya çalışıyor” dedi.
Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık basın toplantısında konuştu, gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
“Son 19 yıl ve tam olarak 7156 gündür iktidarda olanların, seçimler vaktinde yapıldığı takdirde, geriye kalan 382 günde sorunları çözme imkanı da gözükmüyor” diyerek kelamlarına başlayan Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“NE VAKİT FAİZE BU KADAR KAYNAK AKTARILDI?”
“AK Parti iktidarı hangi sorunları çözeceğini vadediyor? Kendi ürettiği sorunları çözmeye vadeden bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu sorunlar 2002 öncesinin mi yoksa 20 yıllık bir iktidarın bakiyesi mi? 3 haneli sayıları bulan enflasyon sayılarına kim sebep oldu? Ne vakit Merkez Bankası rezervleri bu kadar eridi, ne vakit faize bu kadar kaynak aktarıldı?
Ortalama kira bedelleri 5-6 bin lirayı, ortalama bir konutun satış fiyatı da 1,5-2 milyon lirayı hangi periyotta buldu ve insanların mesken alma hayalleri ne vakitten beridir büsbütün son buldu? ‘Ben daima 50 liralık alıyorum’ diyen insanımız artık o paraya 2 litre mazot dahi alamıyor; bunun sorumlusu kim?”
“SEBEP OLANLAR ÇÖZEMEZLER”
“Her 6 aya bir yeni tarih veren Sn. Erdoğan ve iktidar partisi yöneticileri artık de 2023’ün birinci günlerine dair adeta hayal satıyorlar. Lakin artık milletimiz şunu çok uygun biliyor; sorunların sebebi olanlar sorunları çözemezler. Krizle çaba etmesi gerekenler hala krizi değil algıyı direktörün peşindeler. Sayın Cumhurbaşkanının bu hafta bakanlar konseyi toplantısı sonrası yaptığı konuşma bunu bir kere daha göstermiştir.
Ekranda ‘faizle çaba ettiklerini’ söyleyen; gerçekte ise ülkeyi Cumhuriyet tarihinin en büyük faiz borcuna mahkum eden öbür bir iktidar yoktur. Ekranda ‘herkesi mesken, otomobil sahibi yaptık’ deyip; gerçekte bu ülkeyi tarihin en fazla icra evrakına mahkum eden öbür bir iktidar yoktur. Ekranda ‘Türkiye’yi dünyanın en büyük iktisadı yapacağız’ deyip; gerçekte ülkeyi açlığa ve yoksulluğa mahkum eden diğer bir iktidar yoktur.”
“MİLLETİMİZE DÜŞEN HİSSE GİDEREK KÜÇÜLÜYOR”
Rakamlarla ve kavramlarla oynayarak ekonomiyi düzelteceklerini sanıyorlar. Düzeltemezler. Düzeltemiyorlar da zati; bilakis her gün sorunlarımız derinleşiyor. İktisat rakamsal olarak büyüyor üzere lakin toplumun geniş bölümlerinin bu büyümeden aldığı hisse giderek düşüyor yahut halk daha da yoksullaşıyor. Türkiye büyüyor lakin Türkiye’nin büyümesine katkı sunan milletimize düşen hisse giderek küçülüyor.
KARAMOLLAOĞLU’NDAN BAKAN NEBATİ’YE TEPKİ
“Ekonomi Bakanı sayın Nurettin Nebati de bizimle birebir fikirde olacak ki, şu cümleleri sarf etmiş: ‘Enflasyonu düşürmek için çok sert önlemler alabilirdik. Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kar ediyorlar. Çarklar dönüyor.’
Halkın gerçek kederlerine ve gündemine sırt çeviren, halkın taleplerine karşı kulaklarını kapatan sayın Erdoğan, o denli bir metal yorgunluğu yaşıyor olacak ki; yıllar evvelki tartışmaları yine gündeme getirerek kaybettiği takviyesi tekrar kazanmaya çalışıyor. Üzerinden onlarca hafta geçmiş olmasına karşın o günlerde ortaya attığı tezleri ispat edemeyen Cumhurbaşkanı, geçim sıkıntısını unutturmak için milletimizi hassas olduğu sıkıntılar üzerinden adeta manipüle etmek istiyor.”
“KİMLİK SİYASETİ İLE SEÇİMİ KAZANACAKLARINI ZANNEDİYORLAR”
“Bir yandan ısrarla ispat edemeyeceği tezlerle mütedeyyin insanlarımıza kendi kederlerini unutturmak isterken, bir yandan da mahalle kahvesinde bile ağza alınmayacak kelamlar sarf ederek toplumun bir kısmını kışkırtmak, bu sayede seçimleri kimlik çatışması üzerinden kazanmak istiyor. Topluma gelecek için umut veremeyen iktidar, geçmişin travmalarını hatırlatarak dehşet pompalamaya çalışıyor. Yani endişe ve kimlik siyaseti ile seçimleri kazanacaklarını zannediyorlar.
Bugün yaşadığımız ekonomik krizi 9-10 yıl evvelki olaylara bağlayan ve bunun üzerinden toplumu kutuplaştırmaya, kamplaştırmaya çalışan sayın Erdoğan bilsin ki, bu sefer evvelki seçimlerde olduğu üzere toplumsal fay çizgilerini kimlikler, ideolojiler ve hayat biçimleri üzerinden harekete geçiremeyecek.”
“SEÇİM SONUÇLARINI DAR GELİRLİ MİLYONLAR BELİRLEYECEK”
“Bu seçimin sonuçlarını hak çiğneyen siz muktedirler değil, sizin yüz çevirdiğiniz dar gelirli milyonlar belirleyecek. Bu seçimi farklı kamu kurumlarından 4-5 maaş alan, kul hakkı gözetmeyen sizler değil, açlık hududunun altında aldığı maaşla yalnızca karın tokluğuna çalışan ve geçinemediği için öğün atlamak zorunda kalan minimum ücretliler belirleyecek.
Bu seçimde bu ülkeyi tapulu malı üzere gören siz zorbaların değil, yıllarca okumasına karşın iş bulamayan, aile kurmanın, mesken sahibi olmanın hayalini dahi kuramaz hale gelen; çalışmasına karşın geçinemediği ve prestij görmediği için bu ülkeye küserek yurt dışına gitmek isteyen gençlerimiz kararı tesirli olacak.”
“KORKUNUN ECELE YARARI YOK”
“Her fırsatta milleti ‘kazanımları kaybetmekle’ korkutanlar, aslında milletin kazanımlarını kaybetmesinden değil; kendi kazanımlarını kaybetmekten korkuyorlar. Bu endişelerinde da haklılar. Bu millet kazanımlarını kaybetmeyecek, biz buna asla müsaade vermeyiz. Ancak iktidar ve etrafına öbekleşmiş bir avuç memnun azınlık kazanımlarını kaybedecek.
Haksız yere 5-6 başka yerden aldıkları maaşları kaybedecekler, torpil ve imtiyazlarını kaybedecekler. Sahip oldukları lüks ve şatafatı kaybedecekler. Tekrar söylüyorum, milletin kazanımlarını kaybetmesinden değil kendi güç ve menfaatlerini kaybetmekten korkuyorlar lakin dehşetin ecele yararı yok.”